Wednesday, May 27, 2015

Bugun Begul'u lunaparka goturdum. Orada ucan salincaga binerken, icim cok ezildi. Dunyanin en basit eglencesi, ancak bir cocugu bu kadar mutlu kilabilir. Kizim, salincak hizlandikca guluyordu, benim de onu mutlu ve eglenirken gordugum her an oldugu gibi gozlerim istemsizce doluyordu. Bence bir cocugu durmaksizin mutlu edebilmek, ama ayni anda hayatin kotu taraflarini da gosterebilmek, zorunlu aciklamalari yaparak onu hayata hazirlamak, bu dunyadaki her seyden daha zor ve anlamli. 

3,5 yasina cok az kala, kucuk kizim kendini artik tam anlamiyla bu dunyada yer kaplayan bir birey olarak goruyor ve hemen her seyin kararini kendi almak istiyor. Ona bir sey alindiginda parasini hep o uzatiyor, sitede calisan guvenlik gorevlilerine ya da temizlik iscilerine "gunaydin", "iyi aksamlar", "kolay gelsin" falan diyor, metroda yanimizda oturanla sohbet ediyor, kendi giyiniyor, kendi kendine banyo yapiyor, annesinin basinin haftada bes gun agridigini bilip, "hastasin gurultu yapmayacagim" diyor. Baska cocuklara asla kotu davranmiyor, ona vurana, kotu davranana adeta anlamsizca, mal mal bakiyor. 

Ve butun bunlari yasarken sergiledigi masumiyet, beni icten ice öldürüyor. Icim eziliyor. Boyle bir cocuk olmasindaki katkim ne kadar, ona emin olmamakla beraber, ornek olmak adina elimden geleni yaptigim su goturmez bir gercek. 
Ve butun bu masumiyet, beni her gecen gun daha iyi bir insan olmaya, degisip gelismeye goturuyor. Onunla ilgilenemedigim zamani, ona harcayacagim parayi kazanmaya adiyorum. Ona iyi ornek olmak icin ne sigara iciyorum artik, ne tv izliyorum, ne de iPhone'um elime yapisik geziyorum. Uyumadigim her an, calissam bile onunla olabildigim icin, ona gerekli olan her seyi, bazen baskalarina boyun bukmek zorunda kalsam da alabildigim icin, ona standardin uzerinde bir yasamin anilarini daha bu yastan birakabildigim icin, ve etrafina iyi insanlar serpistirebildigim icin, kendimle gurur duymuyorum ama elbette seviniyorum. 

Bu noktada, hayatini dedikodu, haset, elestiri, kin, kustahlik, sorumsuzluk ve olumsuz olan ne varsa onun cemberinde surdurenlere ve bu olcude karsilik bekleyenlere sadece guldugumu ifade etmek isterim.

Insan degisir. 
Dun portakal suyunu cok severken, bozuk portakal suyu icip zehirlenir, bir daha agzina suyunu birak, portakalin kendisini bile suremez. Bir sene once "istanbul iyi ya, cok kozmopolit sehir, heyecan var bir kere" falan derken, bir sene sonra o kaos onu yer bitirir, kacacak baska sehir arar. Dun allah'a inanmazken, yarin bir hadise atlatir, imana gelir, siginacak tek sey allah olur onun icin. Dun asik oldugu adam icin bobregini verecek kafadayken, bugun o adamdan tiksinir. Cunku insanlar yasadiklari seyler neticesinde surekli degisir. Degismeyi sevmez, hatta korkarlar bile ve bunu cogu zaman reddederler, ama degisirler. Ve bu hic kotu bir sey degildir. Insanin kendi akliyla yasadigi evrimdir.

Tum annelerin, cocuklarina asilayabilecekleri bir vicdana sahip olmalari dilegiyle;

Sevgiler ve sevgiler.

Tuesday, January 20, 2015

Lavanta keseleri

Benim tatli kizim nihayet 3 yasinda! Az sayida gelen konuklar icin, Begul'u animsatacak birer kucuk ani kalsin istedim. Hazir fazla ceviri yokken, oturdum bu keseleri yaptim: 





11 tane kese yapmak yaklasik 1 gunumu aldi. Nakis sorun degildi de, dikis kismi zahmetli oluyor kalin kumas yuzunden. Ama ben bunlarda DMC aida kullanmadim. Sadece iplikler tabii ki DMC idi. Evde aylar once aldigim 10 ve 11 count yerli aidalar vardi, onlari kullandim. Makine kumasi kac kere kapti saymadim bile. Hem tiny hem de guzel bir font secmek zordu, neyse ki Embroidery ustasi Kazuko Aoki'nin alfabesini buldum. Kenarlarini cok once aldigim emprime poplinlerden ve evde artik giymedigim bazi koton elbiselerden kesip diktim. Bazilarina fisto ve guipure isledim, hatta bir tanesinin kenarina inci gorunumlu boncuk isledim. Yarim kilo lavanta almistim daha onceden, hatta yarim kilo lavantanin ne kadar cok olabilecegini ongoremedigim icin, artik bunlari havaya falan sacarim arada diyordum, o kadar cok lavanta vardi ki evde, onlari kullandim. Hala yarim kilo lavanta var adeta; bi azalma bile olmadi :) Ve sonuc sanki cok guzel oldu. Herkes ikiser tane kapti goturdu valla. İnsan, ozellikle de ozene bezene, seve seve yaptigi herhangi bir sey begenilince mutlu oluyor. Tum bu surecin en zor kismi da keseleri Begul'den korumakti tabii ki :)

Bunlarin disinda gostermek istedigim diger bir item ise, her gorenin "yhaaa cok guzeeeeel" dedigi french knot calismam, bunu da zaten dogum gunu partisinde ismi B ile baslayan arkadasimin birine hediye ettim: 



Bunu incecik bir keten kumas uzerine calistim. Simdi siparis uzerine custom harfler yapiyoruz. Cok degisik kumaslar var elimizde, poplin, keten, hatta tas baski yazma. Uzerindeki desenler kumasin her bolgesinde farklilik gosteriyor ve ayni harften iki tane bile yapmak mumkun degil. Haliyle tam anlamiyla custom oluyor :) Onlar da bittikce instagram'e koyacagim.

Ceviriden ve Bugu'dan zaman kaldikca bir seyler isliyorum. Onumuzdeki haftalarda gercekten DEV bir surpriz var. Neden? Cunku emekle yapilan her sey guzeldir.
Gorusmek uzere :)

Not: Kese ya da french knot harfler icin (ya da istediginiz herhangi bir konsept uzerine custom cross stitch ya da embroidery istekleriniz icin bana labebedesign [at] gmail'den ulasabilirsiniz.

Wednesday, January 07, 2015

They Have Duplo. We Have Lego.

Kutusunda yas araligi 4-99 gorundugu icin, Bugu'yla birlikte yeterince kaliteli zaman geciriyoruz, legolarimiz sag olsun^^
Bu alttaki hayvanlarin hepsini ben yaptim. Kitaba bakarak yaptım tabii ki :)
En soldakini de Bugu yapti. O benmisim :)